10 Aralık 2018 Pazartesi

HALİL HALİT KİMDİR

Halil halit kimdir

Merhaba değerli okurlarımız. Şu aralar payitaht abdülhamit dizisinde adımdan  söz edilen halil halit-i anlatacağız.

Halil Halid sıradışı bir osmanlı aydını... Payitaht Abdulhamit dizisiyle bir kez daha gündeme gelen Halil Halit Paşa ya da diğer Halil Halid Bey'in kim olduğu merak ediliyor. Kuzey Afrika ve İngitere'de Osmanlı adına önemli işlere imza atan Çerkes Şeyhizâde Halil Halid Bey, bir zaman Abdülhamid Han'a muhalefet etmiş, ama Jöntürklerin ihanetini görünce Sultan'ın yanında yer almıştı.

TRT1 kanalında yayınlanan Payitaht Abdülhamid dizisinde hayatının bir kesitinden yer verilen Halil Halid'in kim olduğu merak ediliyor. Halil Halid Bey, Türkiye'de pek tanınmayan bir isim olmasına rağmen, Kuzey Afrika ve İngiltere'de tanınan bir isimdir. Siyasi kimliğinin yanı sıra İslam dünyasında ilmi yönü ile de tanınır. İngiltere Cambrige Üniversitesi'nde ders veren ilk Osmanlı bilim adamıdır.

İngiltere'de hocalık yaptığı dönemlerde, İngiltere'nin Osmanlı Devleti'ne karşı yürüttüğü politikaları şiddetle eleştirmekle birlikte Müslümanları emperyalist emellere karşı uyarmıştır. İngiltere'nin Mısır'ı işgal etmesine, Avusturya'nın Bosna Hersek'i ilhak etmesine en sert tepkiyi yazılarıyla gösterenlerden biri Halid Bey'di.

Halid Bey'in hassas olduğu konulardan biri de İslam toplumlarının batılılaşmaya kendilerini kaptırmaları, İslam medeniyetinden hızla uzaklaşmaya başlamalarıydı. Milliyetçiliğin Müslümanlar için tehlikeli bir cereyan olduğunu söyleyen Halil Halil, batı ile mücadele de Müslümanların birlik içinde hareket etmeleri gerektiğini vurgulamaktaydı.
Halil Halit, ne pahasına olursa olsun Osmanlı Devleti'nin yaşaması gerektiğine inanır. Sömürgecilikle mücadele etmenin tek yolu Türk, Kürt,  Arap, Çerkes,  Boşnak, Arnavut Müslümanlarının bu şemsiye etrafında birleşmelerinin şart olduğu yoksa, Müslüman toplum diye bir topluluğun kalmayacağını, Mekke, Medine, Kudüs, İstanbul, Kosova, Meşhed ve Musul'un birer sömürge toprağı haline geleceğini vurgulamıştır.

Halil Halid, Avrupa'ya giden Müslüman öğrencilerle de yakından ilgilenerek, onların yabancılaşmamı için dönemin hükümetine bir proje sunmuş, fakat bu proje İttihatçı hükümet tarafından gericiliği teşvik ettiği gerekçesiyle kabul edilmemiştir.
Halil Halid Kimdir?

Halil Halid Bey, Orta Asya'dan  Çankırı'ya göç eden bir ailenin çocuğu olarak 1869'da doğmuştur. Küçük yaşta babasını kaybedince amcası  Mehmet Tevfik Efendi ile önce Ankara'ya sonra İstanbul'a gelir. Bir süre rüştiye okuluna devam ettikten sonra Küçük Ayasofya Camii medresesine kaydını yaptırır ve beş yıl sonra bu medreseden icazetname alır. Yeni Osmanlılarla görüşmesi hafiye takibine uğramasına neden olur  ve 1894'de İngiltere'ye gider.  Fakat İngiltere'de Jön Türklerin çalışmalarından rahatsız olur ve Abdülhamit'e bir mektup yazar. Londra'daki Osmanlı elçiliği Halil Hamid'le temas kurarak İstanbul'a dönmesi durumunda affedileceği ve kendisine yardım edileceği taahhüt edilir.

stanbul'a gelen Halil Halid, umduklarını bulamaz, Abdülhamit'le görüşmek ister ama görüşme isteği saray tarafından reddedilir. Halil Hamid, büyük bir hayal kırıklığı yaşayarak tekrar İngiltere'ye gider. Geçimini sağlamak için Londra'da Selim Faris'in çıkardığı Hürriyet gazetesinde yazı yazmaya başlar. İslam dünyası ve Müslümanların sorunlarıyla ilgili yazdığı yazılar, gazetenin sahibi ve başyazarı Salim Faris'in tepkisini çeker ve kendisinden Abdülhamit'i eleştiren yazılar yazması istenir. Halil Halid bu teklifi reddeder ve gazeteden ayrılır. Çünkü ona göre mesele Abdülhamit değildir. Resmin tamamını görmek gerektiğini, Avrupalıların İslam dünyasını sömürgeleştirmek için çalıştıklarını, Tanzimat, Islahat, Meşrutiyet, demokrasi, özgürlük gibi fikirlerin arkasında başka niyetlerin olduğunu Hindistan'da Müslümanların çıkardığı bir gazeteye yazar.
Halil Halid bu düşüncelerinden Abdülhamit haberdar olur ve Bab-ı Ali tarafından İngiltere konsolos yardımcılığına atanır. Fakat Osmanlı'nın İngiltere baş konsolosu Antopolu Paşa'nın İngiltere hükümeti ile girdiği ilişkiden rahatsız olarak görevinden istifa eder. Görevde kaldığı süre içerisinde Abdülhamit'e İngilizlerin Ortadoğu ve Balkan politikaları üzerine iki rapor hazırlar.
Bir şarkiyatçı dostunun yardımıyla Cambrige Üniversitesi'nde Türkçe hocalığına başlar ve bu görevini 1897'den 1911'e kadar sürdürür. Üniversite'de ders veren ilk Osmanlı vatandaşı olur ve "Üstad-ı Ulum" unvanını alır. Bu görevi sırasında Avrupalıların İslam dünyası üzerine yaptıkları sosyal ve kültürel politikaları inceler ve sultan Abdülhamit'e bu politikalarla ilgili mektuplar yazar. Mısır, Sudan ve Cezayir'e seyahatlerde bulunur. Sudan hatıratı adlı eserinde Hartum ile Darfur arasındaki etnik çatışmaların gereksiz olduğunu Afrika kökenli Fur ve Arap kabilelerin birbiriyle savaşmak yerine emperyalizme karşı mücadele etmeleri gerektiğini 1905'de belirtir. Mısır'daki Müslümanların dini ve sosyal faaliyetlerde bulunması için dernekler kurmaları gerektiğini Ezher'in gücünü kaybettiğini ileri sürer. Cezayirli Müslümanların Fransızlarla mücadele ederken diğer emperyalist devletlerden yardım almamalarını İslam dünyası ile yakınlaşarak kendi öz kaynakları ile mücadele etmeleri gerektiğini açıklar.

İngiltere'de bir cami açılması için girişimlerde bulunur, caminin inşaatına başlanır ama İngiliz hükümeti camiyi kapatır ve yardımlara el koyar. Bu olay üzerine görevinden istifa eder ve kaçırdığı paralarla önce Mısır'a gelir ve yardım parasını Kahire'de yapılan bir camiye verir.
Said Halim Paşa'nın teklifi üzerine İstanbul'a gelir ve İttihat ve Terakki'nin Ankara mebusu olarak meclise girer. İttihatçılarla görüş ayrılığına düşmesi üzerine Said Halim Paşa tarafından Bombay Başkonsolosluğuna atanır. İngiltere, Halil Halid Beyin "Pan-İslamist faaliyetleri"nin rahatsızlık verici olduğunu Bab-ı Ali'ye iletir. İstanbul hükümeti Halil Halid'i I. Dünya Savaşı'nı bahane ederek geri çağırır ve Darulfünun'a muallim olarak atar.
Halil Halid Bey inzivaya çekilir ve İstanbul'daki evinde sessiz bir şekilde 1931'de vefat eder.
Cezayir Hatıratından
 Halil Halid Bey, "Cezayir Hatıratından" adlı eserini 1905'de hazırlamış ve 1906'da Kahire'deki Matbaa'i İctihad'da basılmıştır.  Eser, Bedir yayınları tarafından transkripsiyon olarak basılmıştır.
Halil Halid Bey, eserinde sosyal gözlemlere yer veren Halil Hamid Bey, sömürgeciliğe karşı tutumunu 104 sahifelik eserinde göstermiştir. Fransızların, Arap mahallerine ve mekanlarına İngilizce isimler verdiklerini belirtmiş, İslamiyenin zihinlerden kazılması için kadı ve mahkeme sicillerinde dahi Fransızca kullanıldığını belirtmiştir. Cezayir Müslümanların okuma yazma bildiklerini, fakat Arapça bir gazete yerine Fransızca bir gazeteyi okumak istediklerini söyleyerek Müslüman zihinlerin sömürülmeye çalışıldığını belirtmiştir.
İngilizler gibi Fransızların da Müslümanların arasına kavmiyetçilik belasını soktuklarını Cezayir halkını yıllarca Türklerin zulmü altında yaşattıklarını söylediklerini söyleyerek Müslümanların bu oyuna gelmemeleri ikazında bulunmaktadır. " Ayar-ı ecnabinin kasdı şu Arap'tır, şu Kürt'tür, şu Arnavurt'dur yollu vesait –i müfside-i tefrika-kari ile emzice-i Osmaniyet-i tahallül muhlikesine düşürmek, ve binealeyh İslam'ın kuvve-i mukaveme-i bakiyesine kolaylıkla bir darbe-i imha atmaktır."

Halil Halid hatıratında konstantin şehrinin tarihinden, şehirde bulunan eserlerden, kiliseye çevrilen camilerden ve camiye çevrilen kiliselerden bahsetmekte, medreseler hakkında bilgi vererek ayrıntılı bir şekilde gözlemlediği Cezayir halkının sosyal hayatını anlatmaktadır.
Cezayir Hatıratından, Çerkes şeyhizade Halil Halid, Matba'a-i ictihad, Kahire, 1906

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder